T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
MERSİN / SİLİFKE - Susanoğlu Ortaokulu

Zararlı Alışkanlıklar ve Korunma Yolları

Zararlı Alışkanlıklar ve Korunma Yolları

Zararlı Alışkanlıklar ve Korunma Yolları

ZARARLI ALIŞKANLIKLARDAN KORUNMA 

 

Adı ne olursa olsun, insanın ruh ve beden sağlığına zarar veren her alışkanlık zararlıdır. İnsanları zararlı alışkanlıklara yönlendiren sebepleri üç grupta toplamak mümkündür:

 

1-      Olumsuz çevreyle (özellikle arkadaş çevresiyle) ilgili sebepler.

2-      Merak, özenti, taklit duygularıyla ilgili sebepler,

3-      Mutsuzluk sebepleri.

 

İnsanı etkileyen başlıca çevreler; aile, okul, arkadaş, üniversite, medya, sanat ve iş çevresidir. Günümüzde insanları en çok etkileyen çevre medyadır. İnsanlar, özellikle çocuklar ve gençler gördüklerini taklit eder, öğrendiklerini yapar, öyle ise, insanlara gösterilenler ve öğretilenler öyle olmalıdır ki, bunlar taklit edilip yapıldıkları zaman, insanlar yasalara ve genel ahlakâ aykırı hiçbir şey yapmamış ve hiçbir zararlı alışkanlık edinmemiş olsunlar. Basın ahlâkı; yazılı, sesli ve görüntülü bütün yayınların, toplum huzurunu ve genel ahlâkı koruyarak yapılmasıdır.

 

İnsanın sağlıklı, başarılı ve mutlu olabilmesi için beden ve ruh sağlığının her türlü zararlı şeylerden korunması lâzımdır. İnsanın ruh ve beden sağlığını bozan şeylerin başında zararlı alışkanlıklar gelir. Başlıca zararlı alışkanlıklar; sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığıdır.

 

SİGARANIN ZARARLARI

Sigarada 4000 çeşit zehirli madde vardır. 1991 yılında ülkemizde sigara yüzünden ölenlerin sayısı 200 bindir. Bunun 160 bini sigara tiryâkisi; 40 bini ise bebekler ve küçük çocuklar (duman altı olanlar) dır. Gırtlak ve beyin kanserinin %99’u, beyin kanamalarının %85’i, damar tıkanıklıklarının %90’ı, akciğer kanserlerinin %90’ı sigara kaynaklıdır. Sigara içenlerin vücuduna %15 ila %33 oranındı daha az oksijen girmektedir. (Kapalı bir odada içilen bir tek sigaranın dumanı iki aylık bir bebeğin ölümüne neden olmuştur.) 100 tiryakiden 50’si sigara yüzünden ölmektedir. Sigara sağlığın olduğu kadar cilt güzelliğinin de düşmanıdır. Anne adayı sigara içerse, çocuğu; %80 erken veya ölü, %65 özürlü (alkolde %100), %20 normal sürede, fakat normalden küçük doğar.

 

ALKOLÜN ZARARLARI

 

İnsanın bir santimetreküp kanında bir miligram alkol bulunması, alkol zehirlenmesinin bütün belirtileri için yeterlidir.

Alkol ilâç olmadığı gibi, alkollü içkiler iştah açıcı da değildir. Bilakis zamanla mide rahatsızlıklarına, iştahsızlıklara ve sindirim bozukluklarına, iştahsızlıklara ve sindirim bozukluklarına sebep olur. Alkolün nihâî zararı akıl hastalıkları, felçler, kalp, karaciğer, böbrek ve damar hastalıkları, özürlü çocukları ve ölüm şeklindedir. Alkolizmin tuzağı biradır. İstatistiklere göre, alkoliklerin %80’i alkollü içki alışkanlığına bira ile başlamışlardır.

            Cinayetlerin                        % 5’i,

            Boşanmaların                      % 80’i,

            Irza tecâvüzlerin                 % 50’si,

            Trafik kazalarının                  % 70’i,

            Aile içi şiddetin                    % 70’i,

            Görevini terk edenlerin          % 60’ı, alkol yüzündendir.

 

İntihar olaylarında alkolün etkisi, içmeyenlere oranla 58 kat fazladır.

Alkol beyni % 17 oranında küçültmekte, bunun sonucu çocuklara da aynen intikal etmektedir. Bu etki kadında (annede) 2 katı fazladır. Alkol bağımlısı tedaviye muhtaçtır. Alkolizmin tedavisi çok zor, tedavi şartlarına uyulmadığı takdirde imkânsızdır. İstatistikler, tedaviden sonra 2 yıl alkol kullanmama ihtimalinin % 5 ilâ % 10 olduğunu göstermektedir. Yegâne kurtuluş, hiç başlamamaktır.

 

UYUŞTURUCU FELÂKETİ

Uyuşturucu maddeler, beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanıdır. Başlıca etkileri; delilik, erken bunama, şuur ve hafıza kaybı, sayıklama, hayâl görme, korku, evham, zaman ve mekân algılamasında bozukluk, iktidarsızlık, kangren, kan pıhtılaşması, kalp hastalığı, karaciğer ve böbreklerde iltihap ve tıkanma, depresyon, ölüm isteği, nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, solunum felçleri, intihar ve ölümdür. Orta derecede kuvvetli bir gram uyuşturucu bir milyon beyin hücresini öldürmektedir. Uyuşturucuyu bir veya iki defa kullanmak bağımlılık yapar. Uyuşturucunun, girdiği aileyi yıkmaması düşünülemez.

 

UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞININ BELİRTİLERİ

Cilt üzerinde mor ve siyah iğne izleri, damarlar üzerinde iltihaplanma, sinirlilik hali, ahlâksızlık ve suç fiillerine yönelme, bakışlarında donukluk, uyuşukluk ve uykululuk hali, yalnızlıktan hoşlanma, uyuşturucu için kullanılan âletlerin yanında olması, uyuşturucu kullanma zamanının yaklaştığında gözlerin sulanması, burnunun akması, kaşıntı, esneme ve gözbebeklerinin büyümesi.

Uyuşturucu bağımlıları, tıbbî tedaviye ve rehabilitasyona muhtaç olan hastalardır. Uyuşturucu kullanımı ne kadar erken fark edilirse, bağımlının kurtulma ümidi o kadar artar, aksi halde sonu ölümdür.

 

KUMAR ÂFETİ

Bilim adamlarının kumar oynayanlar üzerinde yaptıkları araştırmalar, “noradrenalin” hormonunun kumarbazlarda noksan seviyede bulunduğunu göstermiştir. Bu hormon, heyecan hallerinde artarak kalp atışlarını hızlandırır. Heyecan hâli geçtikten sonra hormon normal seviyeye iner ve kalp atışları da normalleşir. Kumar heyecanıyla artan bu hormon, kumar heyecanından sonra düşmeye başlar, fakat normal seviyede kalmaz, bu seviyenin altına düşer. İşte “noradrenalin” hormonunun kumar oynayanlarda noksan seviyede bulunması, kumar bağımlılığının biyolojik sebebidir. Bu sebepten kumarbaz, kumar oynamadan duramaz. Bütün varlığını kumarda kaybeden kumar oynamak için istediği parayı bulmak uğruna ahlâkî veya âdî suçlar işleyebilir.

 

BAĞIMLILIĞIN TEDAVİSİ

Sigara bağımlısı, sigarayı kendi iradesi ile bırakamıyorsa, sigara da dâhil, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığının klinik tedavisi esastır. Tedavi esnasında ve tedaviden sonra bağımlıya bütün aile fertleri tarafından tam bir ilgi, sevgi ve şefkat gösterilmeli ve hangi nedenle olursa olsun, hiçbir zaman bağımlılık ortamına girmemesine dikkat etmelidir.

 

KORUNMA YOLU

Bütün insanlar, özellikle çocuklar ve gençler, sevgiye, ilgiye ve şefkate muhtaçtır. İnsan, doğumundan ölümüne kadar eğitime muhtaç bir varlıktır. O, nasıl bir çevrede yetişirse, ona göre bir eğitim alır ve yönlendirilir. Aile, okul, arkadaş ve iş çevreleri ile medya, insanı, özellikle çocukları ve gençleri yönlendiren ve eğitiminde rol oynayan çevrelerdir. İnsan, her zaman çevresinde iyi örnekler görmeye, bunlarla teşvik edilmeye, kötü örneklerden ise uzak tutularak korunmaya muhtaçtır. Çocuğa çevre şartlarını o şekilde hazırlamalıdır ki, onun davranışı karşısında ona söyleyeceğimiz söz; “Sakın yapma” yerine, “Aferin!” olsun. Sokak çocuklarının hepsinin sokak çocuğu oluşlarının, tiner ve bally koklamalarının nedeni, suçlu çocukların tamamına yakınının suç işlemelerinin sebebi, yetişkin suçluların büyük çoğunluğunun suçlu olmalarının nedeni, çocukluk ve gençlik yıllarında sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum kalmaları ve bozuk kişiler ve bozuk çevreler tarafından yönlendirilmeleridir. Çocukların ve gençlerin zararlı alışkanlıklardan korunmaları için sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum kalmamaları ve olumlu kişilik sahibi olmaları gerekir. 

 

 

Madde Bağımlılığı ile Mücadele videosu için Tıklayınız.  


Madde Bağımlılığı ile Mücadele 2. video için Tıklayınız.


Madde Bağımlılığı ile Mücadele 3. video için Tıklayınız.


Madde bağımlısı Çocuğumuz için Ne Yapabiliriz İzleyin..   

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 27.04.2017 - Güncelleme: 27.04.2017 19:38 - Görüntülenme: 31914
  Beğen | 36  kişi beğendi